Zeka Nedir?
Her insan zekayı kendine göre tanımlasa da, zekaya ilişkin teorilerin hepsi zekanın geliştirilebilir olduğu konusunda hemfikirdir. İnsanların geneli IQ puanlarının zekayı ölçtüğünü düşünürler.
Zekanın anlamına baktığımızda karşımıza insanın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçeklikleri algılama, kavrama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tümü olduğunu görürüz.
Peki farklı yeteneklere sahip insanların zekalarını neye göre sıralarız? Farklı zeka türleri var mıdır? Bu tarz soruların yanıtı olabilecek 3 önemli zeka teorisi ortaya atılmıştır.
İki Faktör Teorisi
Charles Sperman’ın 1904 yılında ortaya attığı teori zekanın iki faktörden oluştuğunu söyler. Bunlar genel zihinsel becerilerilerden oluşan “g faktörü” ve matematik veya sözel spesifik yetenekleri kapsayan “s faktörü”dür.
“G” faktörünün kişinin genel zekasını yansıttığı kabul edilir. IQ testleri ile ölçülür ve bize bir IQ puanı sağlar.
Örneğin bu teste göre şarkıcı ve oyuncu olan Alicia Keys’in (158 IQ), ünlü oyuncu Emma Watson’dan (138 IQ) daha zeki olduğunu söyleyebiliriz.
Bu teori özellikle zihinsel becelerilere odaklandığı ve kültürel farkları gözardı ettiği için dezavantaj sağlamaktadır.
Çoklu Zeka Teorisi
Howard Gardner zeka kavramının dar bir kalıba sokulmasına karşı çıkarak daha geniş kapsamlı olması gerektiğini savunur. Gardner’ın bu yaklaşımı çoklu zeka teorisi olarak adlandırılır.
Bu teoriye göre en az 7 farklı zeka türü bulunur. Bunlar matematiksel zeka, sözel zeka, mekansal zeka, beden hareketleri zekası, müzik zekası, kişinin başkalarını ve kendini anlama zekası gibi farklı zeka türleridir.
Maalesef bu teori, kaç farklı zeka türü bulunduğunun bilenememesi ve bu zeka türlerine uygun testlerin bulunamaması sebebiyle dezavantaj sağlar.
Üçlü Zeka Teorisi
Üçlü zeka teorisi ile ünlü psikolog Robert Stenberg, zeka kavramını tanımlarken zekanın üç farklı beceriye göre olduğunu savunur. Bunlar analitik beceriler, problem çözme becerileri ve pratik becerilerdir.
Analitik beceriler, IQ puanı ile ortaya konulabilen ve ne derece mantıklı düşünebilme gerçekleştirdiğimiz ile ilgili becerilerdir.
Problem çözme becerileri, hayal kurma, yaratıcı düşünme ve tecrübelere dayanan öğrenmeyi gerçekleştirmemiz ile ilgili becerilerdir.
Pratik beceriler ise dil gelişimi, kişisel gelişim ve sosyal alandaki becerilerimizi ifade eder.
Çoklu zeka teorisinde olduğu gibi bu teoride de bu becerilerin ölçülmesinin pek mümkün olmaması ve testlerin yetersizliği dezavantaj sağlar.
Zekanın Ölçülmesi
Francis Galton, 1800’lü yılların sonlarına doğru zekanın büyük bir bölümünün kalıtsal olduğunu düşündü. Bu düşünceden hareketle insanların kafa boyutlarını inceledi.
Galton kafa boyutu ile zeka arasında çok düşük bir korelasyon olduğunu tespit etti ve bu sebepten ötürü zekanın ölçülmesi için kafa ölçülerinin kullanılması fikrinden vazgeçti.
Galton’un ardından ünlü nörolog olan Paul Broca, beyin boyutu ile zeka arasındaki ilişki inceledi. Broca zeka ve beyin boyutu arasında pozitif bir korelasyon tespit etse de bu katsayı bir kişinin zekasını yordayamayacak kadar düşüktü.
Binet Simon Zeka Testi
Galton ve Broca’nın kafa ve beyin boyutunun zekayı ölçmede başarısız olduğunu gösteren çalışmalarının ardından Alfred Binet isimli Fransız psikolog, zekanın zihinsel beceriler ile ölçülmesinin gerekli olduğunu düşündü.
1905 yılında Theodore Simon ile birlikte dünyanın ilk standart zeka testini geliştirdi. Bu test basitten başlayıp zora doğru giden maddelerden oluşuyordu. Bu maddeler kişinin hafızasını sosyokültürel bilgi birikimini ve diğer bilişsel becerilerin ölçüyordu.
Yararlı olmuş teşekkür ederim 🙂