Sürekli kıyamet senaryoları çizdiği için insanlar ona felaket tellalı diyor. Fakat dünyadaki iklim değişikliğine, aşırı kirliliğe, salgınlara ve hatta asteroit yağmurlarına bakarsak dünyamız oldukça büyük problemlerle karşı karşıya. Bilim insanları da çoktan Mars’ı Dünya gibi yaşanabilir bir gezegene çevirme uğraşına girdiler.
Başka bir gezegene taşınma sözü açıldığında aklıma ilk olarak Neil deGrasse Tyson’un şu sözü geliyor: “Eğer gücümüz başka bir gezegeni Dünya’ya çevirmeye yetiyorsa, Dünya’yı eski haline getirme de yeter.” Mükemmel bir tespit değil mi?
Ancak yine de bilim insanları olası bir felakete karşı insanları başka bir gezegende yedeklemek istiyor. İstiyor ama, bu öyle pek de kolay bir iş değil. İsterseniz gelin, başka bir gezegende koloni kurmanın ne gibi zorlukları olurdu bir bakalım.
Yaşanacak Gezegeni Bulmak
Mars bize yakınlığından dolayı uygun bir seçenek gibi duruyor ancak toksikli toprakları, soğuk ve solunamaz havasıyla Dünya’nın en kötü halinden bile daha kötü durumda. Mars’da bir koloni kurmak ancak tamamen kapatılmış bir ortamda mümkün olurdu.
Eğer gerçek bir dünya arıyorsak Samanyolu’ndaki diğer yıldız sistemlerine bakmalıyız. Bilim insanlarına göre, bize komşu diğer yıldız sistemelerinde, su ve solunabilir hava bulunan gezegenler olma şansı oldukça yüksek. Fakat bize o kadar uzaklar ki, ne oraya gitme şansımız var, ne de orada gerçekten ne olduğunu görecek teknolojimiz. En yakın yıldız sistemininin bize 40 trilyon km. uzaklıkta olduğunu düşünürsek, yaptığımız en hızlı uzay aracının bile oraya ulaşması onbinlerce yıl alırdı. Oraya gidecek yolcular ölümsüz bile olsa, oraya vardığında çoktan başka bir forma evrilmiş olurdu.
Yeterli İnsan Götürebilmek
Diğer bir problem ise neslimizin devamını sağlacak yeterli sayıda insanı götürmek. Az sayıda insanın gitmesi, olası kazalara ve hastalıklara karşı büyük bir risk olurdu. Nasa’nın Mars’a insan götürme projesi bir kerede 6 kişiyi kapsıyor. SpaceX adındaki uzay taşımacılığı şirketi ise bir kerede 100 insan taşımayı sağlayacak bir sistem geliştirmek istiyor, ancak şu anda bu gerçek dışı bir düşünce.
Mars’a bile gitmek bu kadar zorken, yıldızlar arası insan taşımak hayalin de ötesinde olurdu. Işık hızına yakın bir hızda bile seyahat etsek, binlerce insanın yüzlerce yıl yolculuk yapması çok da mümkün olmazdı.
Ayrıca bir de Dünya’nın yok olma arifesinde olduğunu düşünsenize. Kim gidecek, kim kalacak gibi politik olaylarla Dünya’yı ecelinden önce yok ederdik.
Finansal Kaynak
Nasa’nın Mars’a koloni kurma projesinin maliyeti yaklaşık 1.5 trilyon doları buluyor. Ayrıca bu sadece ilk etapta gidecek ekibin maliyeti. Sonrasında gidecek diğer insanları ve onlara sağlanacak gereçleri de düşünürsek, her kişi için yüzlerce milyon dolar masraf çıkacaktır.
Zaten SpaceX şirketi de Mars’a gidecek fikrimiz var ancak paramız yok diyerek açık sözlü davranıyor. Ve gerçekten hangi devlet bu proje için para ödemek ister ki? Tamam bu parayı ödeyecek bir kaç süper zengin insan çıkacak ama ya ödeyemeyecek milyonlarca insana ne olacak?
Başka bir gezegene gitsek bile halen oradaki sorunları çözmemiz gerekecek. Ayrıca tarih tekerrürden ibarettir. Başka bir gezegeni Dünya’ya çevirsek bile eninde sonunda onun da sonunu getiririz. Sahip olduğumuz teknoloji gittiğimiz yerdeki çevreyi de yok edecektir. İnsanlığın sonsuza kadar gitmesi için gezegen gezegen gezemeyiz ya.
Bütün bunları düşündükten sonra nasıl Neil Tyson’a hak vermeyelim? Gücümüz gitmeye yetiyorsa, evimizi yaşanacak hale getirmeye de yeter. Biz yeter ki isteyelim.
Yorumlar