Düşüncesi Kanayan Yazar: Albert Camus

Eserlerinde insan meselelerini parlak ve gerçekçi biçimde açıkladığı için 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü almaya hak kazandı. 1960 yılında bir otomobil kazasında öldü Albert Camus.

Bir düşüncenin bayraktarlığını yapmadı. İnsanı işledi, insanı anlattı yazılarında… Arıyordu sürekli, çağının bunalımlarını sırtında taşıyarak…

İşte kısaca hayat hikayesi, eserleri, sözleri ve felsefesiyle düşüncesi kanayan yazar: Albert Camus.

Albert Camus Kimdir?

Albert Camus Kimdir? Kısaca Hayatı

Albert Camus 1913 yılında Fransız sömürgesi olan Cezayir’de doğdu. Henüz bir yaşındayken babasını 1. Dünya Savaşı’nda kaybetti. Annesi ise hizmetçilik yaparak onu ve kardeşini büyütmeye çalıştı.

Lisede ve yüksek okulda bir dönem futbol oynadı. Yüksek okul zamanında verem hastalığına yakalanınca futbolu bırakmak zorunda kaldı.

Cezayir Üniversitesi felsefe bölümünden 1936 yılında mezun olan yazar, 1957’de Nobel Edebiyat Ödülü kazandı.

Siyasi Hayatı

Albert Camus Siyasi Hayatı

1934 yılında Fransız Komünist Partisi’ne katılan Camus, 2 yıl sonra ise Cezayir Komünist Partisi’ne geçti. 1937 yılında ise düşünceleri yüzünden partiden ihraç edildi.

1939 yılında orduya katılmak istedi ancak verem hastası olduğundan kabul edilmedi. 2. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Fransız Direnişi’ne katıldı ve direnişin Combat adındaki gazetesinde editörlük yaptı.

Filozof mu Sanatçı mı?

Bu soruya evet veya hayır diye yanıt vermek zordur. Felsefe öğrenimi görmüş, Platon ve Augustin üzerine doktora tezi yazmış, varlık, hayat, ölüm, sanat gibi konularda fikirler ileri sürmüştür.

Eğer bu yönleriyle değerlendirilecekse bir filozof olduğu söylenebilir ancak Kant gibi Hegel gibi filozoflarla karşılaştırınca Camus’nü insan eksenli yazılar yazan bir sanatçı olduğu söylenebilir. Camus’nün kendisi ise bu konu hakkında şöyle söylüyor:

Neden bir filozof değil de sanatçıyım? Çünkü fikirlere göre değil, sözcüklere göre düşünüyorum.

Camus’yü Etkileyenler

Her yazar, her düşünür gibi O da kendi sanat yolunu çizerken çeşitli yazar ve filozoflardan etkilenmiştir ki bu da doğal bir durumdur.

Deneme, günlük ve not defterlerinde şu dört isim diğer etkinlendiği yazar ve filozoflara göre daha çok geçer: Nietzsche, Dostoyevski, Tolstoy, Unamuno.

Tolstoy’dan yaptığı bir alıntı ise şöyle:

Ölümün varlığı, bizi ya gönüllü olarak hayatttan vazgeçmeye ya da hayatımızı öşlümün kaçıp kaçıramayacağı bir anlam verecek tarzda değiştirmeye zorunlu kılar.

Ahlaki Duruşu

“Zayıflıklarımı bilerek, bütün gücümle bir ahlak adamı olmaya çalıştım. Ahlak öldürüyor.” Paraya yönelen hayata karşı çıkar Camus. Çıkarcılıktan nefret eder. İffeti, hayatın anlamı için önemli bir değer olarak görür. Bencillikten haz etmez. Bencil sevgiyi de bu kapsamda değerlendirir.

Sabırlı olmayı, tevekkül etmeyi önemser. En büyük mutsuzluğun sevmemek olduğunu belirtir. Adaletsizlikten, katı yüreklilikten tiksinecek kadar eleştirir. Güç arzusu peşinde koşanları, güçlü olmak için kesesini dolduranları eleştirir. Ahlakın sözle savunulmayacak bir değer olmadığını eylemle gösterilmesi gerektiğini savunur.

Sanatı

“Ben, kendi hesabıma, sanatım olmadan yaşayamam. Ama bu sanatı her şeyin üstüne koymuş da değilim.” der bir denemesinde. Öğrenim yıllarını ve gençlik yıllarındaki kısa futbolculuk dönemini saymazsak tüm hayatını sanata ve edebiyata vermiştir.

Kitapların geliriyle geçinemediği zaman dilimlerinde gazetelerde köşe yazarlığıyla uğraşmıştır. Sanatın onun için her şey olmayıp en azından bir araç olduğunu söylemiştir. Sanat anlayışında İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan bunalımın etkileri de görülür. Sanatın konusu sadece güzellikleri yansıtmaması gerektiğini aynı zamanda acılardan da söz etmesi gerektiğini savunur.

Ölümü

Araba kazası sonucu ölmeyi en absürt ölüm şekli olarak tanımlayan Albert Camus, kaderin bir cilvesi olarak 4 Ocak 1960 tarihinde Fransa’da bir araba kazasında yaşamını yitirdi.

Mantosunun cebinden kullanılmamış tren bileti çıkan yazar, görünüşüne göre gideceği yere her zaman yaptığı gibi trenle gitmeyi planlamıştı. Fakat belli ki yayımcı dostu Michel Gallimard’ın ısrarıyla bu yolculuğu Michel’in arabasıyla yaptı.

Albert Camus’nün Eserleri

Albert Camus’nün Eserleri

Yabancı: Camus’nün ününü kazanmasını sağlayan uzun öyküsüdür. Romanın kendine has bir kahramanı vardır.

Düşüş: Bu kitap insanın kendisini ortaya çıkarmasıdır. İnsanın iki yüzlü riyakar olmasını anlatır. Yazarın görüşlerini yansıtan en önemli kitabı sayılabilir.

Veba: Diğer kitaplarına göre daha hacimli bir kitaptır. Uzun yazmanın, gerçek sanat eserinin kısa ve öz olmasını savunan Camus’nün, bu düşüncesini terk ettiği kitap sayılabilir. Konu bazen dağılır ve toparlanması gereksiz cümlelere sebep olmuştur bu kitapta.

Denemeler, oyunlar da yazmıştır Camus. Denemelerinde çağını sorgular, makine hayatının insanı ezmesini eleştirir. Kendi felsefesini açık bir şekilde anlatır denemelerinde.

Ozan Yılmaz

@ozanyilmaz

  • Cem Karaca

    Türkiye’nin En Büyük Seslerinden: Cem Karaca

  • Stefan Zweig

    Stefan Zweig Kimdir? – 7 Eserle Stefan Zweig’ı Tanımak

  • 8 Maddede Nazım Hikmet Hakkında Bilinmeyenler

  • 10 Madde ile Nikola Tesla’nın Büyüleyici Hayatı

  • 10 Maddeyle Bir Uyuşturucu Kaçakçısının Hayatı: Pablo Escobar

  • Yüksek Lisans Hakkında 7 Temel Bilgi

  • Akademik Makale Nedir, Nasıl Okunmalı?