1. Ana Dilinizi Unutun
Öncelikle öğrenmekte olduğunuz dili hayatınıza saniye saniye işlemeniz gerekir. Bu, günümüz dünyasının getirdiği koşuşturmalı tempodan dolayı herkes için mümkün olmayabilir. Ancak X dilini öğrendiğiniz süre boyunca X dilinde kalın.
Kafanızda cümleleri ana dilinize çevirmeyin. Bırakın o işi çevirmenler halletsin. Siz o dili anlamaya çalışın. Yeni bir sözcük öğrenirken ana dilinizdeki karşılığıyla değil, sözcüğün ifade ettiği kavram ile öğrenin. “Mutsuz” kelimesini öğreniyorsanız, kelimeyi Türkçe karşılığıyla değil, mutsuz olduğunuz zamanlarla eşleştirin.
Başlarda bunu yapmak imkansız olabilir. Ancak temel gramer kurallarını öğrendikçe ve kelime haznenizi genişlettikçe ana dilinize dönmek istemeyeceksiniz.
Ayrıca telefon, bilgisayar gibi sık kullandığınız cihazlarınızı öğrenmeye çalıştığınız dile göre ayarlayabilirsiniz. Böylelikle o dile daha fazla maruz kalırsınız.
2. Ölü Zamanları Değerlendirin
Günümüzde artık hepimiz hiç olmadığımız kadar meşgulüz. Bu yüzden yabancı dil öğrenmek için gerekli zamanı bulamayabiliyoruz.
Ancak gün içerisindeki ölü zamanları değerlendirerek kendimize zaman yaratabiliriz. Örneğin bankada sıra beklerken veya otobüsle işe giderken.
Yapmanız gereken telefon veya mp3 çalarınıza öğrendiğiniz dildeki sesli hikayelerden yüklemek. İngilizce, Almanca, İspanyolca gibi yaygın bir dil öğreniyorsanız, bu konuda yüzlerce kaynak bulabilirsiniz. İnternette arama yapmanız yeterli.
Aynı şekilde telefonunuzdan hedef dilinize ait haberler veya hikayeler de okuyabilirsiniz.
3. Teknolojiyi Kullanın
Artık geçmişe göre bilgiye ne kadar kolay ulaşabildiğimizi anlatmanın gereği yoktur diye düşünüyorum. Açın Google’ı ve yazın aklınıza gelen soruları. Başlangıç düzeyi için bir sürü yararlı ücretsiz dil uygulamaları bulunmakta internette. Kullanın onları.
Sevdiğiniz konularla ilgilenen o dildeki Youtube kanallarını veya diğer sosyal medya hesaplarını takip edin. Ancak videoları Türkçe altyazılı izlemeyin. Siz dili öğrenmek için izliyorsunuz o videoları, konuyu anlamak için değil. Hatta arasıra önce altyazısız izleyin sonra da altyazıyla izleyin. Bakalım ne kadarını doğru anlamışsınız.
Ayrıca interneti dil çevresi oluşturmak için de kullanabilirsiniz. Örnek olarak; “Hipenpal” dil arkadaşı edinmek için güzel bir sitedir. Ana dilinizi ve hedef dilinizi belirttiğinizde size uygun arkadaş adaylarını önünüze seriyor.
“HiNative” ise aynı işlevlere sahip bir uygulama. Ancak bu uygulama, hedef dilinizi konuşan bireyleri bulmak yerine, hedef dilinizi bilen kişilerin cevaplayabileceği “dil” ya da “kültür” içerikli sorular sormanıza izin veriyor.
İnternette yapacağınız kısa bir araştırmayla bunlar gibi bir sürü site ve uygulama bulabililirsiniz.

Ücretsiz İngilizce ve Diğer Yabancı Dilleri Öğreten 5 Site
Doğal bir şekilde İngilizce öğrenmenize yardımcı olacak 5 ücretsiz site. İngilizce dışında diğer popüler dilleri de öğrenebilirsiniz.
4. Sorguluyorsanız Araştırın
Yabancı bir dil öğrenilirken en çok yapılan hatalardan biridir başıboş sorgulamak. Sürekli mantıksızlığını düşünürüz öğrendiğimiz dilin. Ancak mantığı kavramak için uzun süre sabretmek yerine hazır cevaplar bekleriz.
Dil öğrenmek, o dille bir ilişkiye başlamak gibidir. Görürüz (duyarız), tanışırız, hakkında belli başlı düşüncelere sahip oluruz. Ama kimi zaman çok sevdiğimiz bu kişinin yaptıklarına akıl erdiremeyiz. Neden yaptı bunu?
Bu sorular insan ilişkilerinde olduğu gibi, dil öğrenmede de, ancak karşımızdakini tanıyarak cevaplanır. Geçmişini öğrenerek, zihin yapısını keşfederek.
Elbette mantık arayacaksınız. Aksi ezberlemek, çiğnemeden yutmaktır. Midemizi bulandıracaktır, sindirmemizi zorlaştıracaktır sadece.
Lakin bu mantık arayışınızda cevapsız kalan sorularınızdan bazıları henüz dilbilimcilerin bile cevaplayamadığı sorulardan olabilir. Öyle bir durumda, oluruna bırakın ve eğlenmenize bakın.
5. Kelime Ezberlemeyin
Kelime ezberlemek, yabancı dil öğrenmede yapılan en büyük yanlışlıklardan biridir. Üstelik sıkıcı bir aktivite olduğu için insanları dil öğreniminden soğutur.
Bir dildeki onbinlerce kelimeyi oturup ezberleyemezsiniz. Günde 10 kelime ezberleseniz bile, bir ay sonra 300 kelime öğrenmiş olmazsınız. Neden mi? Geçen hafta ezberlediklerinizi çoktan unutmuş olursunuz da ondan. Çünkü bu bilgiler beyin için sıkıcı ve önemsiz olarak görülecek ve unutulacaktır.
Ve dahası, kelimeler her cümlede farklı anlamlara geleceği için, kelimeyi tam anlamıyla öğrenmiş olmazsınız.
Bunun yerine sizin için anlamı olan aktiviteler yapabilirsiniz. Sevdiğiniz içerikleri okumak ve dinlemek gibi. Kendi dilimizi böyle öğrendiğimizi unutmayın.
6. “Dil Günleri / Saatleri” Ayarlayın
Dil yerinde en güzel öğrenilir. Ancak kendinizi dil banyosunun içine atabilecek maddi (ve manevi) gücünüz yoksa kendize “Dil Süreleri” ayarlayın. Belli zaman dilimleri arasında sadece o dille ilgilenin.
Mesela akşam saat 5 ve 7 arası sadece o dilde videolar izleyin, şarkılar dinleyin, kitaplar okuyun. Başlangıç için kitap okumak birazcık zor olabilir. Ama çocuk hikayelerinden başlayabilirsiniz.
Kendinize uygun bir “Dil Süresi Programı” ayarladığınızda, çevrenizdekilere buna saygı duymaları gerektiğini kibarca belirtiniz. Bunun sizin için önemini belirttiğinizde umuyoruz ki bir sorun çıkmaz.
7. Tekrar Edin
Dil öğrenmenin püf noktalarından biri de tekrardır. Ne aktivite yapıyor olursanız olun mutlaka tekrar edin. Unutmayın ki uzmanlaştığınız her şeyi mutlaka defalarca tekrarlamışsınızdır. Bisiklete binmek, yüzmek veya bir bilgisayar oyununda ustalaşmak. İyi yaptığınız her ne varsa, mutlaka onu defalarca tekrar etmişsinizdir.
O yüzden bir dil öğrenirken, okuduğunuzu ve dinlediğinizi hemen geçip diğer bölüme atlamayın. Defalarca dinleyin aynı şeyi ve defalarca okuyun aynı bölümü.
Öğrenmek ve kazanmak iki farklı şeylerdir. Öğrendiğimiz her şeyi unutmaya meyilliyiz. Ancak sadece defalarca tekrar ettiklerimizi unutmayız. Çünkü onları kazanırız.
8. Kültürü de Beraberinde Öğrenin
“Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.” – Ludwig Wittgenstein
Bir dili öğrenmek demek, o dili konuşanların zihin yapısı hakkında genel bir bilgiye sahip olmak demektir. Bireylerden değil toplumdan bahsediyorum burada. Her birey özeldir sonuçta.
Öğrendiğiniz dili konuşan toplumun/toplumların kültürünü öğrenmek hem dile daha kolay adapte olmanızı sağlayacaktır, hem de başka bir bakış açısı kazanmanıza yardımcı olacaktır.
Kültürü öğrenmeniz, atasözü ve deyimlerinin kökenlerini de anlamanıza olanak sağlayacaktır.
9. Kendi Kendinize Konuşun
Bir dil öğrenirken ya da bir sorunu çözmeye çalışırken kendi kendine konuşmak çok yararlıdır. Öncelikle durumu en az iki taraftan incelemenize izin verir. Dil öğrenirken ise hem soru soran, hem de cevaplayan taraf olacağımız için beynimizi o konu üzerinde çalışmaya teşvik ederiz.
Yalnızken yapacak bir şey bulamıyorsanız, kendinize “Ne yapalım?” diye sorun o dilde. Sonra da bir arkadaşa cevap verir gibi çözümler üretin. Kimini reddedin ve sebebini açıklayın, kimini kabul edip planlamasını yapın. Siz yeter ki o dili kullanmak için kendinizi zora sokun. Gerisini beyniniz halledecektir.
10. Acele Etmeyin
Dil öğreniyorsunuz. Bu uzun bir süreç. Üstelik şunu unutmayın: siz o dilde henüz yeni doğmuş bir bebeksiniz. Öğrenmeye başlamanızın üzerinden ne kadar zaman geçtiyse, hedef dilinizde siz o yaştasınız.
Kaliteli olarak geçirdiğiniz zamandan bahsediyorum. “İlkokuldan beri İngilizce görüyoruz ama iki cümle kuramıyorum.” Hayır. Siz ilkokulda İngilizce ile tanışmış olabilirsiniz. Ama gerçekten kendinizi vererek, öğrenme aşkıyla ne kadar süre geçirdiniz İngilizce ile beraber?
Dil öğrenme sürecini eğlenceli hale getirin. Moralinizi bozmak yerine bu süreçten keyif alın. Konuşmak için acele etmeyin. Bırakın bütün kalıplar, sözcükler, deyimler kulağınızdan beyninize aksın. Bir gün nasıl olsa dışarı çıkacaklar.
Bonus: Hata Yapmaktan Korkmayın
Hata yapma korkusu konuşmamızı engeller. Ancak konuşmadan kendimizi geliştiremeyiz. Her insan hata yapar ve hatalardan kendini geliştirir.
Hatalara ve insanların sizin hakkınızdaki düşüncelerine odaklanmayın. Kendi dilimizde konuşurken bile her gün ne hatalar yaptığımızı bir düşünün.
Çok teşekkür ederim. Yaptığım bazı yanlışların farkına vardım ve artık nasıl öğrenebileceğimi biliyorum. Sağ olun…